Annelik üzerine birkaç kelam

Annelik üzerine birkaç kelam

Annelik üzerine birkaç kelam

Aynı anda hem anne hem de evlat olunca işler biraz karışıyor değil mi?”Anne olan siz”in kızdığı bir şeye “evlat olan siz” kızmıyor mesela, hatta onu anlıyor ve çok anlayışlı bir ilişki yürütüyor.

Mayıs ayı geldiğinde ben bu iki karakter arasında kaldığımı farkediyorum hep. Anneler Günü kutlayan ve kutlanan birisi olmak dünyadaki en tuhaf durumlardan birisi sanırım. Annemden bana kalan davranışsal, sağlıksal, maddi ve manevi aktarımların hepsini kendi çocuğuma iletip iletmeyeceğimden, bunu isteyip istemeyeceğimden emin olamadığım tuhaf anlar yaşıyorum Anneler Günü gelip çattığında.

Herkesin anneliği birbirinden farklı aslında. Nasıl ki herkesin huyu suyu birbirinden ayrılıyor, aynı koşullarda benzer aile yapılarında yaşayan kadınların da çocuklarıyla ilişkileri birbirinden çok farklı. Kadınlar genelde annelerini “kendileri anne olduklarında” anlıyor ya da onu anlamadığını fark ediyor. Doğum yapmak değil, insan yetiştirmek yani bana kalırsa gerçek anlamıyla anne olmak, dünyanın en zor işlerinden birisi. Annelerimizin bizleri yetiştirirken yaşadığı durumları, yüzleştikleri duyguları, belki travmaları ya da mutlulukları, ancak ve ancak kendi döneminde düşünerek sağlıklı bir değerlendirme yapabiliriz. Kendi anneliğimiz üzerinden kıyaslama yapmak aslında onlara büyük haksızlık.

Her ay en az 1 defa Annemle İlişkim Atölyeleri’nde pek çok güzel insanla bir araya geliyoruz. Oradan çıkan ortak sonuç genelde anne ile bağları doğru tanımlamak, birey ve anne ilişkisini sağlıklı bir noktadan değerendirmek ve çoğunlukla da anne ile olan bağları pozitif yönde geliştirmek olarak çıkıyor. Sizler de annenizle ya da çocuğunuzla ilişkinizi doğru tanımlamak ve tariflemek, önce kendinize sonra da annenize ya da çocuğunuza haksızlık etmemek içi bu atölyelere katılarak farklı bir deneyim yaşayabilirsiniz.